Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) –
Roma döneminde Via Sebaste adıyla anılan ve antik çağlarda İç Anadolu ile Akdeniz’i birbirine bağlayan bu yol, zamanla Toroslarda yaşayan yörüklerin tuz ticaretinde kullanılan bir güzergâh haline geldi. Yürüyüşçülerin ayak bastığı taş döşeli yollar, unutulmaya yüz tutmuş antik köprüler ve doğal güzelliklerle çevrili bu rotayı “Isauria Yolu” olarak literatüre kazandıran kişi ise doğa ve tarih sevdalısı Mehmet Gültekin.
Efsanevi Yolda Bir Macera
DOÇEK ekibi, geçen yıl tamamladıkları Bozkır-Çimiköy etabının ardından bu yıl, Çimiköy’den İnişdibi’ne uzanan yaklaşık 75 kilometrelik bölümü yürüdü. İlk günü hafif bir hazırlık aşaması olarak geçiren ekip, Akdeniz’in sert coğrafyasında doğanın güzelliklerini ve zorluklarını göğüslemek için ikinci günden itibaren kamp yüküyle yola çıktı.
Gebedere Köprüsü’nden geçerken yaşanan heyecan dolu anlar, yağmurlu bir gecenin ardından kaygan taşlarda ilerlemenin zorluğu ve heyelanla değişmiş patikalarda verilen mücadele, bu yürüyüşü unutulmaz kıldı. Sadıklar Köyü’nden Çaltılıçukur’a kadar uzanan rotada taş döşeli yollar, çam ve sedir ormanlarının serin gölgeleri, ekip üyelerini hem büyüledi hem de sınadı.
DOÇEK ve Dayanışma
Yürüyüş boyunca DOÇEK ruhu, ekip anlayışı ve paylaşım ön plandaydı. Grubun özverisi ve doğaya duyduğu sevgi, bu zorlu ancak ödüllendirici etkinliği mümkün kıldı. Etkinliğe VELBİS adına katılan Mehmet Erkul ve Eskişehir’den Hülya Okutan gibi kişilerin katılımıyla zenginleşen ekip, yerel halkın sıcak misafirperverliğiyle de unutulmaz anılar biriktirdi.
Belenalan Köyü’nde Havva Arıcı’nın desteği ve Hatice-Muhammed Güzel çiftinin bahçesini açarak sunduğu konukseverlik, Sadıklar Köyü Muhtarı Mevlüt Demir’in yardımları ve Çaltılıçukur’da Muhtar Dursun Yüksel’in desteği, DOÇEK ailesine unutulmaz bir dostluk bırakırken; Mehmet Gültekin hocanın bu antik rotayı yürüyüşçülere kazandırmadaki emeği bir kez daha takdirle anıldı.
Bir Rota, Bir Hikâye
Isauria Yolu, tarih, doğa ve insani değerlerin buluştuğu bir yaşam tecrübesi sunmakla kalmayıp aynı zamanda bir yürüyüş rotası olarak da önem taşımaktadır. DOÇEK, bu kadim yolu adımlayarak, geçmişin izlerini bugüne taşıdı ve doğa severlere bu eşsiz güzellikleri deneyimleme çağrısında bulundu.
“Taş döşeli yollar, antik köprüler ve Akdeniz’in zorlu ama büyüleyici doğası… Anlatılmaz, yaşanır!” diyen DOÇEK ekibi, bu efsanevi yürüyüşü “Büyük DOÇEK Ailesi”nin dayanışması ve doğa sevgisiyle taçlandırdı.
DOÇEK Başkanı Hakan Eşme, “Grubun doğa sporlarındaki vizyonunu geliştirmeyi hedefliyoruz ve bu tür etkinliklerle bu amacımıza ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu unutulmaz etkinliğe katkıda bulunan tüm ekip üyelerine teşekkür ediyoruz,” dedi.